Elisa, 7 yä nda kü ç ü k bir k zd r ve gerç e i aramak iç in bir gü n evden ç kt nda, ormanda kaybolur ve takip etti i siyah bir tav an, onu ç ok eski bir su sarn c na gö tü rü r. ç ine girdi inde sihirli bir aynayla kar lä r ve aynaya dokundü unda bir anda kendini 400 y l ö nceki bir zamanda bularak, bir zaman tü nelinde kaybolur. Buraya geldi inde kim oldü unu ve nereden geldi ini hat rlayamaz, fakat kar s na ç kan ve isminin Seyyaholdü unu sö yleyen adam n gerç ekte kim oldü unu arä t rmaya bä lad nda, kendini bambä ka bir ö ykü nü n iç inde bulur.
imdi, o asl nda gelecekten gelmi olan bir zaman yolcusudur ve tekrar geldi i yere, gelece e dö nmek iç in ç ok zorlu bir mü cadeleye giri ecek ve zaman makinas n tekrar ç al t rmay bä ararak Agartha denilen bilinmeyen bir yeralt ü lkesine gidecek ve orada bir zamanlar bir kraliç e oldü unu ve esas isminin -Alice- oldü unu ö renince ç ok daha ä racakt r. Ü stelik, bununla da kalmay p orada yü zy llar ö tesinde kaybetti i ailesini, anne ve babas n tekrar bulunca, ç ok daha sihirli ve bambä ka duygusal bir hikaye bä layacak ve hikayenin sonunda Elisa ailesini buldü unda, asl nda onlar n da bir zaman yolcusu oldü unu garip bir ekilde ö renince ç ok ä racakt r. .
". . Hayatta hep eksik bir eyler kal r. Ya yap lmam bir i veya kavü ulmam bir insan. Belki, de en son kalan parç a hayat m z n da tü m anlam n iç erir ve o yü zden hep sakl d r" dedi Elisa, konü mas na bä lamadan ö nce. Ö yle ki, baz an gelir, hayat m z n geri kalan n o eksik elmas parç ay aramakla geç irmek zorunda kalabiliriz. Ç ü nkü , o son parç a olmadan, hiç bir ey anlam n tamamlamaz. ."
te, aynen bunun gibi, Alice'in de -Elisa- olmadan ö nceki hayat n n gerç ek anlam ve kay p parç as neydi? Bunu mutlaka ö renmeliydi. Ama bunun iç in ç ok uzun bir yolculuktan geç mesi gerekiyordu.
Eminim, Elisa ile olan bu ilginç seyahatlerimi ve onun iç inden ç kt bu sihirli kitab okudukç a, siz de buna kat lacaks n z ve "gerç ek" ü zerinde yeniden dü ü nmeye bä layacaks n z. .
Unutmay n!
Bu evrendeki her eyin bir hayali bir de gerç ek gö rü ntü sü vard r. . .
