Insanlik tarihini salt Bati medeniyetini merkeze alarak degerlendiren ve olusturdugu akademik tekellerle modernlesme sü recini temellü k eden, bu sü rece entegrasyonda geciken devlet ve toplumlari ö tekilestirip az gelismis yapilar ya da bagimli degiskenler kategorisinde yargilayan anlayis, artik gecerliligini yitirmistir. Bu baglamda Bati eksenli ve Avro-Amerikan merkezci tekci-tekelci modernlesme paradigmasi dogrultusunda Osmanli devlet aklini, bü rokratik birikimini, ic dinamiklerini, degisimin-dö nü sü mü n tabii bir ihtiyac oldugunu ve ö zellikle dis dü nyaya entegre olma konusundaki cabalarini gö z ardi ederek kaleme alinmis siyasi-sosyal tarih anlatilarinin artik pek de anlamli olmadigi ü zerinde genis bir mutabakat mevcuttur. Bu calisma Devlet-i Aliyyenin gö lgesinin uzadigi, eski kudretinden hizla uzaklastigi ve zevale yaklastigi yillarin hikayesidir. Calismanin temel hedefi, malumu ilamdan ziyade Devlet-i Aliyyenin 1768-1908 yillari arasindaki modernlesme cabalarini diger bir ifadeyle teceddü t reform, islahat, yenilik azminin giderek gü clendigi fakat tereddü tlerini de tam anlamiyla gideremedigi devrin siyasi tarihini cok yö nlü olarak degerlendirmektir. XVIII. yü zyilda yasanan Aydinlanma, Sanayi Devrimi ve Fransiz Ihtilali, mikro ö lcekte idari zihniyetin, rejim bicimlerinin, sosyal yapinin, kentlesmenin, fert-devlet ve ü retim-tü ketim iliskilerinin; makro ö lcekte ise devletlerarasi mü nasebetlerin cercevesinin yeniden belirlenmesini zorunlu kilmistir. XIX. yü zyilin siyasi-sosyal mecrasini belirleyen bu sü rec, kü resel ö lcekteki radikal degisimleri tercihten ziyade zarurete dö nü stü rmü stü r. XIX. yü zyil Osmanli tarihini Saz gelismislik parantezine alarak ve kü resel captaki degisim ve dö nü sü mü gö z ardi ederek bu sü reci Osmanlilarin zafiyeti perspektifinden degerlendirmek, Bati-merkezci modernlesme paradigmasinin asiri parlatildigi dö neme mahsus, sorunlu bir yaklasimdir. Osmanli dü nyasindaki sina, kü ltü rel, sanatsal ve sosyal gelismeleri disarida birakan, salt siyasi olaylarin ve ö zellikle de savaslarin sonuclari esas alinarak yapilan periodizasyonun da gercekci olmadigi ve bircok soruyu cevaplamakta yetersiz kaldigi aciktir. XVIII. ve XIX. yü zyil Osmanli tarihi, her alanda kabuk degistiren, Knn-i kadm ile sembolize edilen idari zihniyetini, geleneksel kurumlarini ve sosyal yapisini zamanin ruhu dogrultusunda dö nü stü ren bü yü k bir imparatorlugun Sen uzun yü zyilinin sancili hikayesidir. Osmanli Modernlesmesinde Tereddü t ve Teceddü t Yillari 1768-1908, coklu modernlesme sü reclerinin mevcudiyeti, her devlet ve toplumun farkli ic dinamiklerinin bulundugu ve degisim-dö nü sü mü n evrensel bir olgu oldugu gerceginden hareketle, Devlet-i Aliyyenin yaklasik 150 yillik ayakta kalma mü cadelesini ve modernlesme cabalarini diger bir ifadeyle Stereddü t ve teceddü t yillarini ele aliyor.