Leylayi cok iyi taniyoruz. Sadece gazetelerin ü cü ncü sayfa haberlerinden degil; kendimizden, ailemizden, yakin cevremizden, komsularimizdan. . . Leyla, basina buyruk olmasinin ö nü ne engeller konularak tek basina birakilmis. . . Antabus, Leyla ile birlikte, ona bakip gö rmezden gelenleri de anlatiyor.
Seray Sahiner, Antabus romaninda bir ic sesler gecidiyle bas basa birakiyor okuru. Susturuldugu icin kendi kendine konusan kadinlarin romani bu. Bu kadarla kalmiyor elbette; roman, bu kadarla kalmadigi yerde basliyor. Leyla sesini tekrar fark ediyor, o sesi buluyor ve nihayet yü kseltiyor.
Antabus simdiden, Sahinerin kaleminden edebiyat tarihine mü this parlak bir metin olarak gecti. Tekrar tekrar yayinlandi, tiyatro oyunu olarak sahnelendi, hakkinda cok konusuldu, cok yazildi. . . Simdi bir kez daha Antabus zamani.
Mesela ben dayak yedim diye karakola gitsem, biriniz sahitlige gelmezsiniz, niye E aile meselesi ne olsa, yarin ö bü r gü n ben kocamla iyi olurum, hatta size, Sana ne be, kocam degil mi dö ver de sever de, bile derim de, siz kö tü olursunuz di mi
Siz karismazsiniz. Bana ü zü lü rsü nü z tabii ama taraf tutmazsiniz. . .
Ö yle de bir tutarsiniz ki Ben zulü m cekerken susuyorsaniz, kocamin tarafindasiniz. Siz, erkek tarafisiniz. Amaaan, benim babam bile ö zbeö z babamken, kiz tarafi degil erkek tarafiydi.
Size baba diyebilir miyim