Engin Akyürek'in Sessizlik adl öykü kitab okuru; insanlar n birbirlerini gözünün içine bakarak tan d , konu arak dokundu u, dertle erek anla t y llara götürüyor. Çocuklar n hâlâ çocuk oldu u, bo arazi görünce topu al p ko tu u, kom ular n teklifsizce birbirlerinin kap s n çald , bayramlar n hep birlikte kutland , mutluluklar n ac lar n payla ld A klar n like'lara kurban gitmedi i, sessizli in ayr l k anlam na geldi inin bilindi i y llara.
Ars zl aram zdaki ili kinin zamansal yolculu uyla ilgili de ildi. Ars z oldu u zamanlar gözlerini bana diker, benimle dalgas n geçip kedilik görevlerini asla yerine getirmezdi. Kedinin görevleri mi olur, demeyin. Hani kendini iki sevdirir, yalandan mauvv der, oyun icab da olsa suçluluk duygusu yarat r ya, ondan diyorum...
***
Dünyan n en güzel a k sahnesini çekiyorduk. Kolumdaki hesap makineli saatime bakarak "Pardon! Saatiniz kaç?" demi ti. Saatim 8.15'i gösteriyordu. Zaman n çeyrekli inin bir lüzumu yoktu. Yirmi geçelerde inecekti zaten. Sesini içimin kay t cihaz haf zas na alm t . Bütün seslerde art k onunda notas olacakt .
***
Elimdeki kömür parçalar na bak p kardan adam mla konu ur gibi: "Anne iyi adamlar hep güzel mi gülerler?"
"Nerden ç kt imdi bu, kim söyledi bunu sana?"
"Kim söyleyecek: Kardan adam m."