Mustafa Kemal, Yakin Doguya yeni bir bicim vermis; bir cagi kapatmis ve bir yenisini baslatmistir. Modern bilim ve karsilikli etkilesim sayesinde Avrupa ile Asyayi birbirine yaklastirmistir. Iki kuvvet alani birbirine yaklastiginda gerilimler artar. Ancak bilgi, karsitliklari hafifletir ve ortaya cikan gücün istenilen yöne yönlendirilmesini mümkün kilar.
Mikusch, bir Avrupa gözüyle bakarken, Anadoluyu ve Mustafa Kemalin sahsinda sekillenen Türk mill mücadelesini sogukkanli bir gözlemle cözümlemeye calisir.
Eser, Atatürkün genclik yillarindan baslayarak Osmanli Imparatorlugunun cözülüsüne, Mill Mücadeleye, Lozana ve Cumhuriyetin kurulusuna dek uzanan süreci adim adim ele alir. Mikusch yalnizca asker ve siyas olaylari degil; bu olaylarin ardindaki zihniyetleri, sosyal yapiyi, halkin tepkilerini ve degisimin ruhunu da bizlere aktarir. Mustafa Kemalin kisiligini bir komutan, bir diplomat, bir devlet adami ve nihayet modern bir ulusun mimari olarak cok boyutlu bir bicimde ortaya koyar. Onun Batililasma anlayisini, laikligi savunusunu ve toplumsal reformlarini incelerken, Türkiyenin Dogu ile Bati arasindaki kültürel gerilimini satir satir gösterir.
Mikusch, Atatürkü yalnizca büyük bir lider olarak degil; ayni zamanda kendi cografyasinin ve caginin celiskileriyle yüzlesen bir insan olarak anlatir. Bu bakimdan eser, ne tek boyutlu bir kahraman portresi ne de salt bir tarih kronolojisi sunar; aksine dönemin karmasasini, sancilarini ve dönüsümlerini Mustafa Kemalin hayat cizgisini, yer yer onun agzindan yer yer kendi kalemi üzerinden anlamaya davet eder.