Bu dü nyada insan uygarliginin baslamasindan cok ö nce, takimyildizlarinin arasinda, okyanuslarin derinliklerinin altinda ve ormanlik alanlarin icinde hikayeler bulundu. Dilin icat edilmesinden cok ö nce, ö ykü ler anlatildi ve tas tabletler ve duvar oymalari ü zerine kazindi. Insanlar atalarimizin yarattiklari kelimeleri okumaya ve yazmaya nasil basladiklarini bilmeden cok ö nce, edebiyat zaten vardi. Edebiyat, insanligin kü ltü rlerinin, inanclarinin ve geleneklerinin temelidir. Edebiyat, gercekligin bir yansimasi, bir sanat ü rü nü ve bir ideolojinin penceresi olarak hizmet eder.
Bir toplum icinde gerceklesen her sey bir edebiyat parcasindan yazilabilir, kaydedilebilir ve ö grenilebilir. Siir olsun ya da olmasin, edebiyat, onu bü tü nü yle yapan kisiye karsi icgö rü , bilgi ya da bilgelik ve duygu saglar. Yasam, edebiyat biciminde kendini gö sterir. Insan trajedilerine, arzularina ve duygularina dayanan kelimelerin bir dü zenlemesidir edebiyat. Edebiyat, harika insanlar yetistirir ve bir nesle ilham verir ve bilgi besler. Dinamik, sonsuz ve cok boyutlu olmasina ragmen, edebiyat; yasadigimiz dü nyaya ve bu dü nyanin ö nemli amaclarina katkida bulunur.