Fhi Ma Fh
Fhi Ma Fh, Mevlana Celaleddin-i Rumnin meclislerindeki konusmalarinin, oglu Sultan Veled veya mü ritlerinden biri tarafindan yazilarak, sonradan bu notlarin bir araya getirilmesiyle meydana gelmis bir eserdir. Her fasilda ele alinan mevzu ve meseleler baska baskadir ve her fasil muhtevasi bakimindan mü stakil olmakla beraber Hazret-i Mevlananin umumi olarak tasavvufi dü sü ncelerini, dini, felsefi, ahlaki akidelerini, dü nya ve insanlik gö rü sü nü , tabiatini, siir telakkisini, devrinin bircok mü him olaylarini, muhitini ve nihayet genis muhiti ü zerindeki derin ve bü yü k tesiri anlatmasi bakimindan tam bir bü tü nlü k gö sterir. Bu eserde hakim unsur tasavvuftur. Bircok fasillarda dogrudan dogruya varlik birligi inanandan, mutlak varlik ve zuhurundan, akl i kü l ve nefs-i kü lden, kainat, eflak, anasir ve devirden, dü nya ve ahiretten, insan, veli, nebi ve insan-i kamilden, sü lü k ve derecelerinden, yakinden, ask ve cezbeden bahsedilmistir. Fhi Ma Fh i okuyanlar Hazret-i Mevlananin bü tü n bu hususlardaki dü sü nce ve gö rü slerini ne bü yü k bir aciklik, sadelik ve ayni zamanda ne bü yü k bir kudretle anlatmaga muvaffak oldugunu gö receklerdir.
Fussul-Hikem
Fussul-Hikem, Muhyiddin-i Arabnin hicri 627 yilinda Samda bulundugu siralarda bir gece gö rmü s oldugu gercek bir rü yanin ilhamiyla yazilmis, bilinen manada bir tasavvuf kitabi olmaktan ö te hakkindaki tartismalarin bugü n de devam ettigi bir bas yapittir.
Kitabin asil maksat ve gayesi halkin bazi yü ce hakikatlerle aydinlatilmasidir. Fussul-Hikem kisa bir baslangictan sonra her nebiye bir hikmet verilmis oldugunu ve yirmi yedi peygamberin ayri bir hikmeti temsil ettiklerini beyanla eseri yirmi yedi FASa ayiriyor ve bu hikmetlerin izahi sirasinda Vahdet-i Vü cud zaviyesinden her nebinin temsil ettigi hikmetin izah ve tahliline girisiyor.
M. Nuri Gencosmanin uzun bir ugrasi sonucu Tü rkceye kazandirdigi bu eseri okudugunuzda Ibnü l-Arabnin ne kadar bü yü k bir dü sü nü r ve marifet ehli oldugunu gö receksiniz.
Makalat
Makalat kitabi, Sems-i Tebriznin bazi meclislerdeki sohbetleri sirasinda Mevlana ile konusurken aralarinda gecen bahislerin, mü ridler ve inkarcilar tarafindan sorulan sorulara verdigi cevaplarin derlemesiyle olusmustur. Eser ayni zamanda Mevlananin ö zel yasantisini, onun hayat hikayesini kapsayan bircok gizli hatiralari da bizim istifademize sunmaktadir.
Mevlananin Sems-i Tebriz ile nasil bulustugunu anlatan ve o bulusmanin efsanelesmis yö nlerini, iyi bilinmeyen, sebepleri anlasilmayan taraflarini aydinlatmak gayreti gö steren cok sayida eski ve yeni menakib yazarlari bu hikayeleri ancak romantik bir kilikta uzun uzadiya nakletmeye ö zenmislerdir. Makalat kitabi, bu gizli kalmis konular ü zerindeki perdeyi kaldirdigi gibi Mevlananin Semse nasil tabi olduguna da bir dereceye kadar isik tutmakta ve aciklik getirmektedir.
Kitap, herkesce bilinen halin aksine olarak Sems-i Tebriznin cok kesin gö rü slü bir bilgin ve bir hakikat asigi, mü rsidlik mertebesine ermis arif bir yol gö sterici oldugunu ö gretmektedir. Iste sadece bu nokta bile eserin ö nemini belirtmeye yeter.
Mantikut-Tayr
Mantikut-Tayr temsili bir eserdir. Attar bu sahane yapitinda temsili bir sekilde Vahdet-i vü cud varligin birligi inanisini anlatmaktadir. Eserde cok zengin bir sembolik dil kullanilmis ve Hakikati arayanlar, yani Hakikat Yolunun Yolculari kuslarla simgelenmistir. Eserin bir anlamda kahramanlari olan kuslarin her biri bir insan tipini temsil etmektedir. Hakikate ulasmak icin kendilerine hü thü tü mü rsit secerler.
Simurg ise Cenabi Hakkin zuhur ve taayyü nü dü r. Bu zuhur ve taayyü n aslinda kuslarin kendilerinden ibarettir. Gercek birlige ulasan kisi halkin, Hakkin zuhuru, Hakkin da halkin bü tü nü oldugunu anlar.
Attar, bu kiymetli eserine bü yü k bir ehemmiyet vermektedir. Yalniz siir bakimindan tetkik edilmemesini, dertle askla okunmasini ister. Ona gö re bu eser okundukca begenilecek ve hosa gidecek bir eserdir.
Maarif
Maarif, Sultan Veledin Farsca mensur ve tasavvuf bir eseridir. Eser, ihtiva ettigi bahislere nazaran muhtelif uzunlukta elli alti fasla ayrilmistir. Fasillara baslamadan evvel, Allahin birligini, bü tü n kudretin Onda oldugunu, Onun disinda mü stakil bir varligin olamayacagini anlattiktan sonra, ilk fasilda, amelden kastedilen seyin namaz kilmaz, oruc tutmak, zekat vermek ve hacca gitmek olmayip, bunlarin yardimi ile insanin ruhunda, manev bir ilerlemenin ve gelismenin meydana gelmesi ve hakik dindarligin da ancak bu olacagi belirtiliyor.
Diger fasillarda, tasavvufta, tarikata ve dinin kurallarina dair ele aldigi meseleler ile ö zetle sunlardan ibarettir. Evliya Allahin sirridir. Allahin sirlarini bilmek icin Onun velilerini tanimak, bilmek lazimdir. Herkes Allahi havsalasi nispetinde anlayabilir. Allahin herkesteki tecellisi baska baskadir. Mü min kullarina olan tecellisi, onlarin kendi indindeki degerleri nispetindedir. Allahi bulmak icin, kamil bir velinin sohbetine mazhar olmak gerekir.