Antik Afrodisias ve Markalasma

Tarih, sadece oldugu yerde kesfedilmeyi bekler durumda kaldigi müddetce ilham perisinin
ona dokunmasi imkansiz gibi görünmektedir. Binlerce yillik gecmisi bugüne tasiyan Afrodisias,
aslinda sadece tarihi degil antik dönemleri, gizemleri, ihtisami, aski, sanati, sanatciyi, dinsel ögeleri
kisaca bir bütün olarak gecmis kültürü yansitmaktadir. Bulundugu yerde kalarak hak ettigi
düsünülen ilgiyi görüyor mu diye sorulur ise gördügü söylenememektedir. Her gecen yil sayisi
düsen ziyaretcileri ile günümüzün parlayan yildizi olmaktan cok uzak durmaktadir. Bu üstü
tozlanmis hazineyi parlatip, ederi olan yere koyabilmenin yolu ise Afrodisiasin
Markalastirilmasindan geciyor düsüncesi ile kaleme alinan elinizdeki bu kitabin cok renkli bir yazar
kitlesi bulunmaktadir. Isletmeciden, tarihcilere arkeologlardan, gemologlara, seramik
sanatcilarindan gastronoma kadar Afrodisiasin bir bütün olarak pazarlanarak markalastirilmasi icin
akademisyenler ortak bir gayrete girismis bulunmaktadirlar. Markalasma cabalarina bir giris olur ve
farkli alanlarin bir araya gelerek disiplinler arasi bir calisma ile ancak markalasma saglanabilir
düsüncesi kitaba hakim bulunmaktadir. M.Ö. 1. Yüzyilda Roma Imparatoru Augustus, Tüm

Asyadan kendime bu kenti sectim diyor bizde Antik kentler hepsini ama önce Afrodisiasi
kendinize gezilip görülecek ve gizemleri kesfedilecek kent olarak secin diyor ve sizi Afrodisiasa
bekliyoruz.
Yarin gül yanaginda, gayri her sey ortak olacakti.Aydinda bir de bu amacla Ortaklar Köyü bile
kurulmustu. Elinizdeki bu kitap; tarihimizin bir kesitini anlatan tarihi bir romandir. Bu kitapta;
Anadolu isyanlarinin basinda gelen Seyh Bedreddin Isyani konu edilmektedir. Bu isyan sürecinde
Seyh Bedreddinin gezip gördügü ve egitim aldigi yerler ve mücadelesi, simdiye kadar hic
deginilmeyen Yildirim Beyazit ile Timur arasindaki kavganin sebep ve sonuclari ve Osmanlinin en
karanlik dönemi olan Fetret Dönemi ve bu dönemdeki ic karisikliklar anlatilmaktadir.